İlk Adım
25 Mart 2014 Salı
BİR AVUÇ PAMUK TARLASI
Bir avuç pamuk tarlam var artık benim :) 9 ay boyunca beklediğimiz kızımız dünyaya geldi sonunda ayın 7sinde sabah 8:30da.Doğumum biraz şaka gibi oldu ama sonunda ellerimin arasına pamuk tarlası gibi bir şey verdiler :)
Ayın 7sinde sabaha karşı 3 gibi hastaneye gittik sancılarım sıklaşmaya başladı diye doktorumuzu aradık doktorumuz siz gidin hastaneye geliyorum dedi. Çantamızı ve almamız gerekenleri aldık. Hastaneye gittik doktorumuz geliyorum dediğinden 3 saat sonra yani sabah 6da yanımızdaydı buda doğum öncesi biraz canımızı sıktı tabiki. Saat 8de mesai başlayınca doğuma girdim ve 8:30da kızım dünyaya geldi :) Ameliyathaneye giderken hiç düşündüğüm gibi korku ve sorular yoktu aklımda neden bilmiyorum ama hissizleşmiştim. Aylardır aklımdaki o epidural sırasında vurulan iğneden korkan ben o an hiçbir korku kalmadığını gördüm :) Sanırım korkunun ecele faydası yok diye düşündüğümden :)) Vücudumun uyuştuğunu hissetmek kötü bir hismiş, kendini kazandibi gibi hissediyorsun :)) Ben odaya gittim ama uzun bir süre kendimi toparlayamadım yarı uyuşuk halde olduğumdan :) Annelik nasıl bir şey, hemen anneliği hissedebilecek miyim diye kendime sorular sorarken kızım emmeye başladığında bana dokunduğunda evet annelik hissini az çok tattığımı anladım.
Ellerime bir avuç pamuk tarlasını koydular ne koklamaya ne de bakmaya doyamadığım bir pamuk tarlası :) Çok farklı bir duyguymuş gerçekten annelik. Her şeyden önce onu düşünüyorum, ağlıyor dayanamıyorum, sancısı oluyor ben çekeyim o sancıyı çekmesin diye dua ediyorum, hık diye ses çıkarıyor bir şey mi oldu acaba diye fırlıyorum :) Normalde çok rahat bir karakterim vardır ama anne olarak sanırım pek öyle değilmişim :)) Annemler ağlasın biraz ciğerleri açılır her ağladığında alma kucağına diyorlar ama ben kıyamıyorum ki :) Evet sadece 2 hafta oldu belki ama gerçekten sabır işiymiş. Bebekler sabırla, sevgiyle büyümeli o zaman İYİ bir insan yetiştirmiş oluyorsunuz. İnsanları sevmenin ne demek olduğunu bilen,yaşamayı seven iyi niyetli, sevmeyi bilen, saygılı bir birey dünyaya getirmiş oluyorsunuz. Özellikle son zamanlarda haberlerde izlediğimiz oğlu cinnet geçirip annesini öldürdü, annesi 20 günlük bebeğini evde bırakıp tatile gitti gibi haberleri görmemek için öylesine çocuk doğurmamak lazım. Maddi durumu kötüyken 3 tane çocuk doğurmak onları sersefil yetiştirmek sonra cinnet geçirip çocuklarını öldürmemek lazım.,
NOT : Sevgiyle, saygıyla yetiştirelim dünyaya getirdiğimiz bireyleri. Bırakın isterlerse okulda başarılı olmasınlar ama iyi insanlar olsunlar, insanları sevsinler, yaşlılara yardım etsinler, önce kendilerine sonra büyüklerine saygı duysunlar.
SEVGİYLE KALIN...
13 Ocak 2014 Pazartesi
KAFAMDA DELİ SORULAR
Sürpriz yazımızda bebeğimin cinsiyeti erkek demiştim amaaa kız olduğunu detaylı ultrasonda öğrendik :) Yani söylenenleri doğruladık kızlar kendilerini geç gösterirmiş benim kızımda kendisini detaylı ultrasonda gösterdi aylar sonra :) Şuan 32.haftamızdayız yani doğuma son 8 hafta ve ben çokkk tırsıyorummm :) Yazımı okuyan ve doğum yapan arkadaşlarım varsa onlardan yorumlarını bekliyorum. Doğumdan ayrı korkuyorum, sonrasından ayrıca korkuyorum :) Doğduktan sonra her şeyiniz bebeğiniz oluyor. Hayatınızı bebeğinize göre yaşamak zorundasınız bir anne olarak. Babalar tabi bu sıkıntının fedakarlığın ne kadarını yaşıyorlar orası tartışılır. En fedakar baba bile annenin tırnağı anca olur sanırım.Bu aralar haberlerde duyduğum vicdansız anne babalardan bahsetmiyorum tabi.
Türkiye'deki genel bakış açısı evlendik çocuk yapalım annelerimiz bakar düşüncesi beni çıldırtıyor. Geçen gün gittiğimiz bir alışveriş merkezinde kadın süslenmiş püslenmiş eşiyle oturuyor yanında da ya annesi ya da kayınvalidesi var. Bebeği zır zır ağlıyor kadının umurunda değil nasıl olsa annesi bakıyor. Kadın ağlayan bebeğinin yüzüne bile bakmıyor içi bile gitmiyor. Çevremde de örneklerini görüp sinir oluyorum. İnsanlar işlerinden geliyor zaten çocuklarıyla ilgilenecekleri vakit yatasıya kadar olan bir kaç saat. Ama onlar ne yapıyor çok yorgunum bahanesiyle ne yemek yapıyorlar ne çocuklara bakıyorlar. Annelerine yada kayınvalidelerine bırakıp çocuklarını yatma vaktinde gelmesini söylüyorlar. Eee ne anladım ben bu işten hani annelik nerde. Sadece çocuk yapıp doğurmak mı annelik. Eskiden annelerimiz yanlarında kimse olmadan tek başlarına büyütmemişler mi bizi !! Zahmet çekmeden, zorlanmadan, fedakarlık yapmadan annelik mi olur ?? Ben mi eski kafalıyım bu konuda bilmiyorum. Arkadaşlar haksızsam söyleyin lütfen. Evet annelik zor bir şey ama daha yorulmadan çocuğunuzu yük gibi görüp başınızdan atmak istemenizde hiç doğru bir davranış değil bence. Ben anneliğin; şefkat, fedakarlık, sevgi, anlayış ve hoşgörüden oluştuğunu düşünüyorum. Hastaneye gittiğimde görüyorum kadının bir çocuğu var 4-5 yaşlarında ikinciye hamile ama çocuğuna öyle bir davranıyor ki ne sevgi ne şefkat ne saygı hiçbir şey göremedim. Çocuğa saygıyla, sevgiyle yaklaşmazsan o çocuk nasıl iyi bir çocuk olur, nasıl buna göz yumabilirsiniz?? Çocuklar saygısızca davranıyorlarsa büyüklerine dönüp suçu kendimizde aramalıyız biraz neden böyle yapıyor, ben bu çocuğa tutarsız mı davranıyorum, saygısızca mı davranıyorum, o saygısızlık yaptığında uyarmıyor muyum diye kendimizi sorgulamalıyız. Sorgulamadığımız her an aslında gelecekte size yapacaklarının tohumunu atmış oluyorsunuz.
Bu konularda yazacak çok şey var ama fazla yazmamak en iyisi yoksa sinirleniyorum :) Sizden de yorumlarınızı bekliyorum bu konuda :)
Sevgiyle Kalın.
22 Kasım 2013 Cuma
MASKELİLER ÜLKESİ
MASKELİLER ÜLKESİ !!!
Maskeliler ülkesinde maskesizseniz eğer yok gibisinizdir. Bu ülkedeki insanlar birbirlerini tanımazlarmış bile ama maskelerinden tanıdıklarını sanıyorlarmış. Ülkede maskesiz gezenleri görmüyorlarmış. Maskesizler ise bu ülkenin kurallarına uymaktansa yok sayılmaya razılarmış...
Çevreme bakıyorum sağım solum önüm arkam maskeli kaynıyor. Ben de maske taksam bu kadar mutsuz olmayacağım belki ama BEN olmayacağım o zaman. Benliğimi kaybetmektense maske takmayıp mutsuz olmayı, haksızlıkların gözüme sokulmasına razıyım. Bu aralar o kadar üst üste geldi ki bu maske takılanlara saygı gösterme konusu yazmadan duramadım :) Gerçekten insanlar bazen beyinlerini tamamen iptal ediyorlar sanırım diyorum. Eğer rol yaparsanız, maske takarsanız gerçekten bütün kapılar size açılıyor bunu ispatlarıyla uzun süredir görüyorum. Gördüklerimin karşısında sinirlenmiyorum hatta sinirden köpürmüyorum desem çoook büyük bir yalan söylemiş olurum. Dürüstlük bu kadar ucuz mu ? Neden değeri yok ?
Karşımdaki insana diyorum ki bak bu kişinin gerçek yüzü bu, bunları yapıyor sende az çok görüyorsundur diyorum. Ama karşımdaki kişi bana öyle bir kızıyor ki kötü ben oluyorum. Karaktersiz, ezik insanlar hatta hiçbir şey yapmayan insanlar nasıl oluyor da olduğundan tam tersi görünüyor şaşıp kalıyorum. Aslında onlara şaşırmıyorum, onlara inananlara şaşırıyorum. Hayatım boyunca bir çok insan çeşidiyle karşılaştım ama bu aralar rastladığım kadar sık maskeli insanlara inanıpta diğerlerine kızan insanlarla karşılaşmamıştım. Ne diyeyim çok şaşırıyorum, çok sinirleniyorum ama gördüm ki, biliyorum ki,anladım kiiiii elimden bir şey gelmiyor gelmicek.... :(
MASKESİZZZ,KÖR OLMAYANNN İNSANLAR DİLİYORUM.
SEVGİYLE KALIN !
21 Ekim 2013 Pazartesi
SÜRPRİZZZZ !!!
!!! SÜRPRİZZZZ !!!
Bir süredir yazamadım ama karşınıza ufak bir sürprizle çıkıp kendimi affettirmek istedim :) Dediğim gibi ufak,ufacıcıcık bir sürpriz "bebek" :) 5 aydır kendisinin varlığından haberdarız bakalım gelişmelerimiz nasıl olacak ya da 4 ay sonra beni nasıl bir hayat bekliyor bunları zamanla beraber göreceğiz :) Tabi içinizde anne olan ya da adayı olan arkadaşlarım varsa yorumlarını bekliyorum :)
Şuan odun bir yapıya sahip anne adayıyım :) Kalp atışlarını duymak beni neden duygulandırmadı anlamadım belki bana bu yüzden tepki göstereniniz aranızda olabilir ama inanın şuan uyuşmuş gibiyim onu gerçekten çok sevmekten başka bir şey hissedemiyorum. Duygulanamıyorum,aşırı sevinemiyorum belki de tam onu hissetmediğimden olsa gerek. Bu ay tekmelerini hissettirdi evlat ama cinsiyetini bir kaç saniyeliğinede olsa geçenlerde gösterdi saolsun :) Kızlar cinsiyet göstermez diyorlardı ama bizim oğlan cinsiyet göstermiyor :) Ve her onu gördüğümde kafası aşağıda popo yukarıda duruyor :) Benim adam biraz enerjik o yüzden elimden geldiğince sakin bir evlat olmasını istediğim için benim adamında hareketlerini istemsiz kısıtlıyorum :) "Televizyonun sesini kısar mısın hayatım?" "O müziğin sesi sanki azıcık açık gibi aşkım" "Gerçekten bir gürültü yumağısın,lütfen sakin ol azıcıkkkkk!!!" :)) diye sitemlerle bu ayımızı sürdürüyoruz.
Evliliğimiz gibi evladımız da kısa vadede ve üzerine çok düşünmeden oldu :) Benim için bu en iyisiydi yoksa düşündükçe sorumluluklar ve benim adama benzerse korkusu beni bu düşünceden uzaklaştırırdı :) Hamile olduğumu ilk öğrendiğim an zaten saatlerce ben ne yapacağım diye ağlamakla geçti :)) Hatta benim adam bile ne olduğu ilk anlamadı sonra testi görünce sevinse mi benim neden şiddetle ağladığımı mı çözmeye çalışsa şaşırdı ve beni yatıştırdıktan sonra sevinebildi :) Hamile olduğunu öğrenen insanlar ne hissediyor acaba? :) O iki çizgiyi gördüğümde aklıma birikmiş bebek çamaşırları bekleyen kocanın ve bebeğin ütüleri yapılacak yemek temizlik,bebeğin ağlaması,babanın enerjisinin bebekte olması beni bunlar öyle korkuttu ki sonra baktım ki düşünerek hatta ağlayarak demek daha doğru olur :)) ağlayarak hiçbir yere varamıyorum. Ağlasam da bunların değişmeyeceğini düşündüm ama anne olmaya hazır mıyım diye düşündüm derken bu aya geldik :) Sonra anladım ki ben aslında ilk andan beri onu kabullenmişim :) Ama benim gibi öğrenci hayatı yaşamayı seven bir bünyeye bu kadar sorumluluk yığınını düşünmek fazla geldi :) Şimdi her şeyi geçtim kalan 4 ayın çok çabuk geçeceğini düşünüyorum ve 4 ay sonra anne olacağıma hala inanamıyorum :) Bu sefer de aklımda doğum korkuları cirit atıyor :))) HELPP MEE!!! :)))
NOT : Uzun bir aradan sonra kesintisiz devam ediyoruz beni izlemeye devam edin :)))
SEVGİLER!
Evliliğimiz gibi evladımız da kısa vadede ve üzerine çok düşünmeden oldu :) Benim için bu en iyisiydi yoksa düşündükçe sorumluluklar ve benim adama benzerse korkusu beni bu düşünceden uzaklaştırırdı :) Hamile olduğumu ilk öğrendiğim an zaten saatlerce ben ne yapacağım diye ağlamakla geçti :)) Hatta benim adam bile ne olduğu ilk anlamadı sonra testi görünce sevinse mi benim neden şiddetle ağladığımı mı çözmeye çalışsa şaşırdı ve beni yatıştırdıktan sonra sevinebildi :) Hamile olduğunu öğrenen insanlar ne hissediyor acaba? :) O iki çizgiyi gördüğümde aklıma birikmiş bebek çamaşırları bekleyen kocanın ve bebeğin ütüleri yapılacak yemek temizlik,bebeğin ağlaması,babanın enerjisinin bebekte olması beni bunlar öyle korkuttu ki sonra baktım ki düşünerek hatta ağlayarak demek daha doğru olur :)) ağlayarak hiçbir yere varamıyorum. Ağlasam da bunların değişmeyeceğini düşündüm ama anne olmaya hazır mıyım diye düşündüm derken bu aya geldik :) Sonra anladım ki ben aslında ilk andan beri onu kabullenmişim :) Ama benim gibi öğrenci hayatı yaşamayı seven bir bünyeye bu kadar sorumluluk yığınını düşünmek fazla geldi :) Şimdi her şeyi geçtim kalan 4 ayın çok çabuk geçeceğini düşünüyorum ve 4 ay sonra anne olacağıma hala inanamıyorum :) Bu sefer de aklımda doğum korkuları cirit atıyor :))) HELPP MEE!!! :)))
NOT : Uzun bir aradan sonra kesintisiz devam ediyoruz beni izlemeye devam edin :)))
SEVGİLER!
7 Haziran 2013 Cuma
DİRENEN ÇAPULCULARIZ BİZ !!!
MUHTAÇ OLDUĞUMUZ KUDRET DAMARLARIMIZDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR !!!
M.KEMAL ATATÜRK
Ülkemizin 10 gündür yaşamakta olduklarını hem görmek beni çok mutlu etti hem de gödüğüm kötü görüntüler beni çok üzdü hatta çoğu zaman sinirlendirdi. Burada kim haklı kim haksız konuşması yapacak değilim. Çünkü polislerin de dediği gibi "Direnişçilerin arasında nasıl provokatörler varsa bizim de aramızda psikopat olanlar var maalesef." Evet bu çok doğru bir cümle Akp'li olan bizim düşüncemizi savunan yok mu sanıyorsunuz bence var. Halkın Erdoğan'a destek olup gazına gelen insanların veeee polislerin yanında saldıran insanlara sinirlendiği nokta " Nasıl olur da özgürlüğünüzün elden gitmesine göz göre göre izin verirsiniz,nasıl beyinlerinizin yönlendirilmesine izin verirsiniz." düşüncesidir.
Kesinlikle şunu söylemezsem rahat edemeyeceğim. Arkadaşlar kesinlikle hiç kimsenin başkasının dini inanışına karışmaya,seçimlerini sorgulamaya hakkı yok. Herkes dini,seçimi kendine. Ayrıcaaaaaa Tayyip ve onun gibi düşünen kim varsa kesinlikle dinle alakalı olduğunu sanmıyorum kesinlikle. Neden mi? Şunlar yüzünden,
- Zorla dine yönlendirmek doğru değildir. Kuranda bu açık ve net yazar zorla olmaz. (Alkol konusunda kısıtlamalar getirerek doğru bişey yaptığınızı sanmayın !!! )
- İnsanları kışkırtarak günaha girdiğinizin farkında mısınız? %50yi evlerinde zor tutuyorum. Bu %50 ne arkadaşım senin zor tutuyorsun neyle zor tutuyorsun tasmayla mı bu nasıl bir konuşma !!! Beni destekleyenleri sakinleştirmeye çalışıyorum de bari ama bu da yalannnnn. Çünkü neyle zor tutuyorsun ANLAMADIK. Televizyondan yayın mı yaptın evinizde durun diye yoksa tek tek telefon mu açtın aman evinizde durun diye yoksa MAKARNA MI DAĞITTIN YİNEE !!!
- İnsanların canına kıydın !!! Öldürdün !!! Allah'ın verdiği canı sen aldırdın !!! Günahların en büyüğü.
- Vatanımızı sattın !!! Hırsızılık yaptın !!! Günahların en büyüğü.
Daha saymakla bitiremeyeceğim aslında dinimizde günah olan şeylerin bir çoğunu yaptın sen Tayyip. O zaman nasıl oluyor da bu kadar kendinizi dininize düşkün gösteriyorsunuz "Din kardeşlerim" diye sesleniyorsunuz. Hayır sizin bu görüşleriniz,yaptıklarınızın uzaktan yakından dinle alakası yok,olamaz!!!
Her akşam direnmekten bu kadar mutlu olmak ne güzel bir duygudur. Hepimizin birleşmesi ne güzel bir duygudur. Yardımlaşmak ne güzel bir duygudur. DESTEK olmak ne güzel bir duygudur. ASLINDA BİZLERİ AYIRANIN TAYYİP OLDUĞUNU öğrenmek ne güzel bir duygudur. HER TAKIMIN KARDEŞ OLMASI,HER FARKLI İNANCI OLANIN KARDEŞ OLMASI ne de güzel bir duygudur.
Çoluğumuzla çocuğumuzla,gencimizle,yaşlımızla,Kürdümüzle,Azerimizle,Alevimizle,Sünnimizle,Çerkezimizle,Türkümüzle ve dahasıyla,Galatasayarlımızla,Fenerbahçelimizle,Beşiktaşlımızla,Karşıyakalımızla,Göztepelimizle,Altaylımızla HERŞEYİMİZLE,BÜTÜN OLARAK,BİRLİK OLARAK,KARDEŞ OLARAK,HALK OLARAK KARŞINDAYIZ TAYYİP.
Sanal medyada okuduklarıma,izlediklerime o kadar gülüyorum ve mutlu oluyorum ki. Gençler ne kadar da yaratıcı, Halk ne kadar da yaratıcı. Bu Direniş bizi o kadar güzel bağladı ki birbirimize, o kadar güzel direniyoruz ki bunlara duyarsız kalmak mümkün değil. Dünya bile gördüklerine duyarsız kalmıyor. Herkes bizi destekliyor. NE MUTLU BİZE !
Kısıtlı vaktim olduğundan yazımı şuan burada bitirmek durumundayım arkadaşlar bunun için çok üzgünüm. Ama UNUTMAYIN HALK HER ZAMAN KAZANIR !!! Yeter ki her zaman birlik olalım , direnelim !
![]() |
HEP BİRLİKTE BARIŞ İÇİNDE MUTLU GÜNLERE !!!
SEVGİLERLE...
|
14 Mayıs 2013 Salı
İKİ HECEYDİ BİR GECE
İKİ HECEYDİ BİR GECE
Öncelikle uzuuuunnn bir aradan sonra herkese tekrar MERHABAA :)
Sadece iki heceden oluşan bir kelime aslında GECE.Ama öyle iki hecede gece deyip geçmeyin.Aşkları,hüzünleri,mutlulukları her duyguyu içinde barındırır gece ya da her duyguyu kamufle mi eder demeliyim geceye ?
Âlemde gündüz gönlüme işkencedir;
Bence bayram ufukta gün bitincedir.
....
Bütün gün beklediğim bahar ki gece,
Gökte yıldızların da ümidincedir.
Gökte yıldızların da ümidincedir.
Ne güzelde söylemiş Cahit S. Tarancı.Duygularımız gündüzlerin arkasına saklanır adeta.Ne acımızı yaşayabiliriz doya doy, ne de aşkımızın tadını çıkarabiliriz gece olmadan.Gece olur acınızı doya doya yaşarsınız,gece olur gider mehtaba bakar sevgiliyle aşkınızı yaşarsınız,gece olur kimselerin bilmediği hatta sevilenin de bilmediği bütün duygularınızı anlatırsınız geceye,gece olur sevgiliyi düşünerek hayaller kurarsınız yıldızların ışıltısıyla,ayın güzel ışığıyla.Gece ruhunuzu sarhoş eder.Gündüz bastırdığınız duygularınız gece gün yüzüne çıkar,sizi ele alırlar.Dalgaların kıyıya vurduğu gibi sizde gecenin kıyısına vurusunuz duygularınızla.Eğer duygularınızı hala esir tutuyorsanız geceleri,bu yaptığınız en büyük hata olmalı bence.Duygularımızı esir tutacaksak neden yaşıyoruz ki bişeyler hissediyorsak,o hissi yaşamaya neden korkuyoruz.Bırakın acıysa acı yaşayın sonuna kadar,platonik aşıksanız bile bırakın sizde o aşk bitesiye kadar yaşayın ama YAŞAYIN.Esir tutmayın duygularınızı ya da hiç hissetmeyin.
Sizcede gece gerçekten bütün duyguları içinde barındırıyor mu? Gecenin duygular üstündeki gücü sizce de var mı?
SEVGİLERİMLE :)
Not: Bırakın geceye duygularınızı aksın,gitsinler.
28 Şubat 2013 Perşembe
Sorumluluklarımız
Uykusuz gecelerimin sorumlusu fotoğraftaki çirkin :) Evimizin yeni üyesi,oğlumuzun adı Jack :) Jackle tanışalı 2 gün oldu ama birbirimize o kadar ısındık ki geceleri ayrı uyuyamıyoruz siz düşünün :)) Kendisi daha minnacık,1.5 aylık olduğundan tabi geceleri yalnız uyuyamıyor.İçinizde köpek sahibi olan arkadaşlarım varsa beni anlıyorlardır :) Daha öncede çok kısa süreli iki kez köpek baktım fakat biri 6 aylık goldendı diğeri daha ufacık bir pitbull yavrusuydu o da bir gecelik kalmıştı.Goldenla 1 hafta beraberdik.Bu yüzden kendimi hiç köpek bakmış biri olarak görmüyorum 2 gündür.Jack saolsun sorumluluk almak nasıl bir şeymiş öğretti :)) Ama öyle bir uyuyuşu var ki anlatamam iki adım gidiyor tekrar yatıyor,yalıyor suratımı,dibimde uyuyor :) Çokta çirkin yaaa. Gece öyle gözümün içine bakıyor zaten gözleri görünmüyor kapkara :))
Sadece köpek değil tabi aldığımız her canlının sorumluluğu var.Eğitimleri,bakımları,alışma süreleri,büyümeleri gibi bir çok sorumluluğu var.Onların hayatlarına yani onlara saygı duymalıyız. Jack 1,5 aylık ve 2 gündür bizimle olduğu için geceleri yalnız uyuyamıyor,bu yüzden uykumdan biraz feragat edip ağladığında ona dokunuyorum,seviyorum.Bunun dışında tuvalet eğitimlerine başladık,aşılarımız,kontrollerimiz var takip etmemiz gereken,ona zaman ayırmak... gibi.Yani tıpkı bir çocuk gibi bakmak gerekiyor.İnsanlar genelde sevimli oldukları için alıyorlar hayvanları fakat sonra bakamayınca,sorumluluk alamayınca geri veriyorlar ya da bakmıyorlar.Hatta bazen arkadaşlarımıza hediye olarak alıyoruz ve onlara çok büyük bir sorumluluk hediye etmiş oluyoruz istemeden.
Bugünün mesajı ; aldığımız hayvanların sorumluluklarıyla birlikte aldığımızı lütfen unutmayalım.Onlara ve yaşamlarına saygı duyalım.
Sevgilerle
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)